30 Aralık 2012 Pazar

MERHABA GECE


MERHABA GECE

Merhaba gece
Merhaba hüzün
Hoş geldin  koynuma
Hoş geldin karanlık yüzüm
Üçüncü gözüm merhaba

Yalnızlığımı paylaşan
Sırdaşım….arkadaşım
Karanlığıma ortak olan
Beni anlayan
Benimle  yatan ama uyumayan
Ve uyutmayan
Hüzünlü yüzüm üçüncü gözüm
Merhaba

Sabaha gebe kalan   
Aklımı karıştıran
Beni   baştan çıkaran
Ateşiyle yakan
Arsız   kara gülüm
Seviştiğim
Koynunda bebeğimi
Fikrimde  dans eden şeytan  
Üçüncü  yüzüm  arsız düşüm
Merhaba

Beni  benden alan
Beni benimle yakan
Kör kurşunlara satan
Saçlarımda yıldızları saydıran
İki yüzlü,  gece gözlü
Fikrimin düşmanı
Zikrimin katili
Üçüncü  gözüm
Merhaba

Ay yüzüyle  bakan
Gece ateşiyle kavuran
Güneşi kıskanan
Kararan gözüm
Sararan yüzüm
Beni benden koparan
Yaşama yaşamınla zehir katan
Karanlıkların kraliçesi
Azrail’in  kancığı
Üçüncü  yüzüm, tepe gözüm
Merhaba…….

 GÖLBAŞI / 19.09.2012…saat;  0.30
        Mehmet  GİRİŞİT

BULAMADIM


BULAMADIM

 
Bir damla su idim Anamın bedeninde
Yağmur olup dünyaya savruldum
Yel  attı  beni  açtım gözümü  gurbette
Derelerde sel olup  bir mekan  bulamadım

Kapıldım hayatın akışına gidiyorum
Bir dağdan bir bağa yol  olamadım
Güneşle hüzünlenip gece ile ağladım
Nice  engeller  aştım da bir yoldaş bulamadım

 Hep sevdiklerim  ezdi beni dışlandım
Tatlı dile güler yüze hiç şahit olmadım
Mor güllerle hep koynumda  dolandım
Göz yaşlarımı silen bir dost bulamadım

Hayat acımasız koca dünya bir yılan
İşte geldim gidiyorum yüreğim talan
Siz mutlu olun beni  seven oldu yalan
Yarım asır geçti de mutluluğu  bulamadım

Hep çalıştım-kazandım kim yada  kimler için
Feda ettim yaşanmamış ömrümü  ne için
Bir canım kaldı son amacınız bunun  için
Baba oldum da sizlere bir Ana  bulamadım

Sadece  sevdim  gönül  verdim  bir deliye
Gülen  gözlerimle  döndüm  gül  bahçesine
Çok görmeyin  bir damla suyu bu güle
Bahçıvan  buldum da, bir damla su bulamadım

Son nefesimde  gülerek   girerken  kefenime
Hayır-dua okumayın  istemem   mezarım üstüne
Benim yerim belli  bırakın  beni  yârin göğsüne
Bir mezar buldum da gömen bir dost  bulamadım

                                                      Mehmet  GİRİŞİT
                                                  GÖLBAŞI- 30.12.2012

           

18 Eylül 2012 Salı

DÜŞÜNCELER


DÜŞÜNCELER

 
Sessiz olmak gerekirmiş bazen
Yada susmak
Sus dediniz sustuk
Konuşsak kıyamet kopar 
İşkencelerde Susturduğunuz sadece  sözlerimizdir
Susmayacak akılda yeşeren düşünceler

 
Yaşam  başkalaşıma uğruyor
Dünya tersine dönüyor
Bumu  bakış açınız bumu  yaşamınız
Sizce  yaşamak  bumu
Ben yokum o zaman
Yok olmayacak düşünceler 

 
Bir gün gelecek,   susmak için değil
Konuşturmak için çaba sarf edeceksiniz
Prangalara vuracak  işkence  yapacaksınız
Ama   bedene  hükmedeceksiniz 
Ruha   değil
Susacak dil  yine ……ama
Susmayacak düşünceler  

 
Acıya acı katsanız
Kırk yıl yatırsanız
Özgür kalacak olan yine özgürdür
Bülbül kafes de ama aklı gül/dedir
Aşka Sus/a/mak  bundandır
Bundandır  düşünceler 

 
Yaşama tutunmak
Özgür olmak,
Güvenmek , sevmek, sevilebilmek
Paylaşmak hayatı  
Uzatılan eli  tutmak   sıkıca
Sarıl  sana inananlara
Özgürce yaşamak   olsun düşünceler
                          
            18.09.2012 / GÖLBAŞI
               MEHMET GİRİŞİT

 

 

 

 

 

 

18 Mayıs 2012 Cuma

DOST AZRAİL

DOST AZRAİL


Azrail geldi bu gece yatağıma
Usulca sokuldu
Girdi koynuma
Kendini tanıttı bana
Bir öpücük kondurdu dudağıma
Sessizce girdi koynuma


Tenimin kokusunu
Yüreğimin sızısını
Çekti sinesine
Fısıldadı kulağıma
“Ben sana geldim sana “
Azrail’i gördüm bu gece yatağımda


Yalnızlığıma oldu arkadaş
Bana oldu, oldu bir sırdaş
Koynumda yoldaş
Kulaklarımda sesi
Sıcak tenimde soğuk nefesi
Azrail’le seviştim bu gece


İstemedim olmasın sabah
Doğmasın güneş
Azrail gölgesi sarar beni
Gecenin gamı ısıtır tenimi
Sözlerim çınlar kulaklarında
Azrail’le dost oldum bu gece


Bir deryadır benim yüreğim
Bütün gemileri barındırdı da
Bir seni koyamadı içine
Bütün dünyayı sardı da
Bir tek yaranamadı sana
Şimdi Beni anlayan Azrail var
Dertleşirim onunla gecelerde


Mehmet’in taşar artık sabır taşı
Bedeninde taşır ruhsuz başı
Bu yolun sonu bir mezar taşı
Üzerine yazarsın gençti daha yaşı
İki bilet almış Azrail tek yoldaşı
Kefenimle silersin artık akan yaşı
Azrail senden çok sevdi beni bu gece
Götürdü beni bir bilinmeze
Sessizce

Mehmet GİRİŞİT
GÖLBAŞI/22.04.2012





10 Ocak 2012 Salı

YALNIZLIK

Koyamadım kendimi hiçbir yere
Ne evlat olabildim babama
Ne baba olabildim evladıma
Hep itilmiş biri olarak
Dışlandım kendi  içimde


Benim mücadelem kendimle
Olmadı  nefretim insanlara
Dostlarıma…..
Yada  dost sandıklarıma
Bu  yüzdendir
Hep  tokatlar  patladı yüzümde


Belki çok sevdim
Belki  de  çok değer verdim
Ama bir türlü  göremedim
Bu dünyada
Yaranamadım bir  Allah kuluna


Sevmelerim   sızlattı yüreğimi
Sevgiler boğdu beni
Atılmışım  sahil kenarına
Bırakılmışım bir başıma
Şimdilerde
Dalgaları dinliyorum
Güzel şarkılar söylüyorlar
Eşlik ediyorlar yalnızlığıma


Bazen bir  melodi  takılıyor
Bir hasret  türküsü
Gece gündüz dilimde
Arıyorum kendimi
O türkünün  içinde
Nedendir ….
Hep unutuyorum sonunu
Uyduruyorum
Kendime yalan söylercesine…


Yalnızlığımı sakladım
Yıllarca kendimden
Hep yalan söylemişim
Yalanlarda yaşamışım
Süslü  dizelerde 


Hep köprü olmak istedim
Denizlerin öbür tarafına
Ben göremedim ama
Belki görmek isterdi …Yarınlar
Yarınlara bakmak isterdim bir umutla
Umutlarım boğulur
Derin  sularda……


Beni yaşatan hayallerim vardı
Bir bir yok oldular
Gelmiyorlar artık, girmiyorlar beynime
Terk ettiler beni
Kim bilir kiminle
Yalnızlığım;
 Sırdaşım,  arkadaşım
Yitirmiş rotasını
Kaybolmuş kalabalıklarda
Ruhum   bedenimi   terk  etmiş 
Sallanır   dar ağacında


               Mehmet  GİRİŞİT
           Gölbaşı / 10.01.2012



3 Ocak 2012 Salı



 EL FATİHA

Eğilmiş başlar, çatılmış kaşlar
Çakılmış tek bir noktaya  bakışlar
Avuçlar acık dilde  kalmış yakarışlar
Rahmet etsin  ruhuna  el Fatiha

Vaktiyle okunmuş namazsız ezanı
Gün gelmiş kılınmış ezansız namazı
Allah  artırsın  tek tek  taksiratını
Rahmet etsin  ruhuna el Fatiha

Musalla taşına konmuş cansız bedeni
Sıraya geçmiş saf tutmuş sevenleri
Hep bir ağızdan yükselir tekbir sesleri
Rahmet etsin ruhuna el Fatiha

Sorulur dostlara nasıl bilirsiniz  diye
Hakkınızı helal ettiniz mi  rahmetliye
Helallik  de biter sıra son vazifeye
Rahmet etsin ruhuna el Fatiha

Gözden Akan yaşlar siler sürmeleri
Her bir ağıt  anlatır  hakka erenleri
İyilik edenin unutulmaz hiç isimleri
Rahmet etsin ruhuna el Fatiha

Ağırlık çöker  mevtanın bedenine
Yol  alır imamın teknesi  ebediyete
Taşınır omuzlarda sahipleri önlerde
Rahmet  etsin  ruhuna el Fatiha

Toprak kaplar,  kefen  sarar bedeni
Hiç düşündünüz mü  mahşer neresi
Üç metre bez  götürdüğü serveti
Rahmet etsin ruhuna el Fatiha

Üç gün sel gibi  olur  gelip gideni
Mevlit  okunur  rahat etsin bedeni
Kırk  olmadan   unutur dostlar seni
Rahmet etsin ruhuna el Fatiha
                      Mehmet GİRİŞİT
                   Gölbaşı / 03.01.2012




1 Ocak 2012 Pazar

....Ö Z L Ü        S Ö Z L E R..................................


ÇÖP TENEKESİ


Yağ tenekesine ALTIN koyar saklarsanız...................
Kendini mücevher sandığı  sanır...............................
Altın  satılıp içi boş kalınca........................................
Bundan sonra adı ÇÖP tenekesi olarak kalır.............                         

                                                          MEHMET GİRİŞİT
                                                      01.11.2011/GÖLBAŞI


YANLIZLIK


YANLIZLIĞIMLA
YANLIZ BIRAKIN BENİ
BEN MUTLUYUM
YANLIZLIĞIMLA

                      Mehmet Girişit
                    Gölbaşı/ 09.12.2011



DÜNDE KAYBOLMAMAK GEREK .....
AMA DÜNÜ UNUTMAMAKDA ...
ÇÜNKÜ HER DÜN UMUTLA BAKMAKTIR YARINLARA..........
               Mehmet GİRİŞİT….12.12.2011


BİZE HAYAT YALAN SÖYLEMİŞ BİR KERE
SEN SÖYLESEN NE YAZAR.......Mehmet GİRİŞİT



BİZ DOSTLARIMIZI BİR KALEMDE SİLMESİNİDE BİLİRİZ .....
BİN KALEMDE AFFETMESİNİDE
YETERKİ DOST
DOST DOĞRU GELSİN TEKRAR KAPIMIZA...Mehmet  GİRİŞİT


HAYAT BAZEN YALAN SÖYLÜYOR İŞTE İNSANA
DÜRÜSLÜĞÜN PARA ETMEDİĞİ ZAMANLARDA OLUYOR
DOKUZ KÖYÜNDE DELİSİ SARILIR İNSANA
ÇÜNKÜ DELİLER YALANI SEVMEZ.........Mehmet  GİRİŞİT


HER DOST DİYENE İNANMAYIN
ÖNCE ABASININ ALTINA BAKIN
SOPASI VARMI DİYEEEEE........
VARSA EĞER...
SAKIN DOST DEMEYİN
ARKANIZIDA DÖNMEYİN...............Mehmet GİRİŞİT


KÜSMEK BAZEN ÇARE OLMUYOR İNSANA
BU SEFERDE ARKANDAN KONUŞUYORLAR
MEYDANI BOŞ BULUNCA BALIKLAMA
SABIR TAŞINI DOLDURUN AVUÇLARINIZA
VARIN BİR SU KENARINA
TEK TEK DERTLERİNİZLE BİRLİKTE
ATIN TAŞLARI SUYA
ÇÜNKÜ SU HERŞEY TEMİZLER
KİNİ BİLE................MEHMET GİRİŞİT

                                     BAKKAL OSMAN AMCA



















    BAKKAL OSMAN AMCA

Sabah ezanında açtı gözlerini
Uykusuz gecenin sonunda
Yorgun ama hırsla,  dikildi yatağında
“Ya Allah  Ya Bismillah”……
Abdestini  aldı, Bakkal Osman Amca
Tuttu caminin  yolunu



Nedense, Namazdan sonra
Döndü tekrar  yuvasına
Mümkün mü  eskiden olsa
Koşa koşa giderdi ekmek kapısına



Oysa şimdilerde  siftahsız kapatır oldu
Ekmek bile satamaz olmuştu
Kazanmak için bir ekmek parasını
Kafası yerde dönerdi evine
Onun içindir erkenden
Gitmek istemedi dükkanına



Bakkal Osman Amca,  yenilmişti zamana
Ayakta bile zor durur olmuştu
Koca koca marketler karşısında
Gülmez olmuştu yüzü
Veresiye de  olsa satamaz olmuştu
Eskiden olsa kuyruk olurdu
Elinde kalmış, çevirememişti çarkını
Batmıştı borç batağına



Güneş teni ısıtmaya  başlayınca
Bakkal Osman Amca  “Ya Bismillah “  dedi
Kaldırdı    işyerinin  kepenklerini
Kilidi vurdu kapısına
Beş horantası geldi aklına
“ Ya Allah  Ya Rızık”  sıyrıldı dudaklarının arasında
Boynunu büktü
Mecburdu çocuklarının nafakasını  kazanmaya



Ufak tefek mal satardı
Az karla, az kazanırdı
Şükür’ü dilinden hiç bırakmadı
Yinede  iş yapamaz
Hiçbir zaman yüz asmazdı,
Zar zor kazansa bile
Dosta ısmarladığı çayın parasını



Ekmek aslanın ağzında değildi artık
Geçmişti boğazından
Büyüyen dünyada sıkışmış,
Küçücük kalmış, erimişti dev gibi adam
Oysa küçücük dükkanı  dünya kadardı
Bakkal değil çerçi gibiydi Osman Amca
Asla yok demedi hiçbir müşteriye
Velinimet sayardı her birini
Ne ararsan vardı ekmek teknesinde
Oysa  şimdi   dolu dolu gözlerle baktı
Boşalan raflara



İş  yerlerini kapatmıştı  konu –komşuları
O  vaz  geçmedi devam  etti  direnmeye
Asla avuç açmadı başkasından dilenmeye
Sahip olduğu tek serveti  onuruydu
Sermeyecekti  ayaklar altına
Son bir hamleyle  irkildi yerinden
Kaybetmedi umudunu,
Sildi gözlerinde kuruyan tuzu.
Devam dedi  sıvadı kollarını
Sonuna kadar dimdik kalacaktı  ayakta
Tek damla kanı kalıncaya kadar
Yenilmeyecekti    dağ gibi marketlere
Bu gün  olmazsa  yarın
Yarın ,,,, 
Bu millet dönüp gelecek
Sahip çıkacak bakkalına
Büyük bir sabırla “Yarın “ dedi  yarın
Bakkal  Osman Amca

           Gölbaşı / 09.12.2011
            Mehmet   GİRİŞİT





KARDELEN
KARDELEN
Baharda  güneş doğunca  dağlara
Çobanın  Türküsü olur Kardelen
Ergen kızlar  gelince çağlarına   
Kızanın  Türküsü olur Kardelen 


Yüce dağların karı elbet erir
Pınar olup derelere can verir
Benim gönlüm de elbet aşka erir
Umudun  Türküsü olur  Kardelen


Aşıktır güneşe,  gitse  ölüme
Eğilmez  başı  vursalar  zulüme
Cana can katar bakışı  gönlüme
Barışın türküsü olur  kardelen


Mavi  göğün mahkum çiçeği sensin
Seni seven mekanı hazır etsin
Destan olup dilden dile söylensin
Bir masal türküsü olur kardelen


Mehmet derdini  anlatır nergize
Mevlam versin dermanı  çaresize
Bir gün yarimin  yolu  düşer  bize
Sevdamın Türküsü olur kardelen
                         
                           Mehmet  GİRİŞİT
                       GÖLBAŞI / 03.12.2011
SOKAK    LAMBASI

Gecenin  ayazında  oturmuşum
Hasret türküsü dolanmış dilime
Sokak lambasının altına
Dertlerimi meze yapıp
İçiyorum  bendeki seni  sessizce
Volkanlar  patlarken içimde
Gecenin soğuğu sarmıştı tenimi
İliklerime kadar işleyen
Kemiklerimi çürüten
Beni benden götüren
Sabahsız bir gecede
Sensizlik  saplanmıştı yüreğime
Sokak lambası yoldaş olmuştu geceme


Güzel bir geceydi ve soğuk
Ben hariç herkes için iyi bir gece
Yeni yılı karşılıyorlar  hep birlikte
Sıcacık yuvalarında  mutlu insanlar
Geceyi paylaşıyorlar
ve
Yalnızlık   sarmıştı  tenimi
İçin için ağlayan şişedeki hayallerim
Damla Damal akıyor  içime
Yok oluyor  karlı  bir gecede
Sokak lambasının  gölgesinde


Sayamadım boşalan şişeleri
Atarken çöp tenekesine
Bende  atılmıştım  sanki
Boşalan şişenin içinde
Onlar boşaldıkça ben doldum
Doldukça ağladım gecenin  sessizliğine
Senin hayalinden  başka
Bir sokak lambası  eşlik etti
Gözümden dökülenlere


Gölgeme yazdım   ismin
Beynime kazıdım  resmini
Göz yaşımı katıp  içtim hayallerimi
Seni anlattım sana
Sensiz  gecenin ayazında
Üşümüyordum artık
Sen vardın nasıl olsa ruhumda
Ve de yanımda
Yüreğimin  en derin yerinde
Tam şuramda….
Dermansız ..uzanmışım boylu boyunca
Kalkmaz olmuş  kollarım
Ritmini yitirmişti yüreğim
Donuk bir bakış attım şafağa
Sokak lambasının altında
Gömdüm hayallerimi  sessizce sabaha

 

Göz yaşlarım yıkadı yüzümü
Her damla yaş donarken yanağımda
Güneş aydınlatırken 
Sabah uyanırken koynumda
Açık kalan göz kepenklerim
Sevginle kapandı…yavaşca
Solan bir yüz ile  aydınlandı
Sönen sokak lambasının altında
Birazdan  gelir çöpçüler nasıl olsa
Kaldırırlar bu enkazı
Güneş aydınlatırken dünyayı
Temizler çöpçüler  kirlenen sokakları
Bir yürekten başka bir yüreğe
Ekilen sevda tohumları
Sokak lambası,
Yalnızlıklar rıhtımı
Ararsan beni
Yerim
Kimsesizler mezarlığı

                     Mehmet  GİRİŞİT 
                   Gölbaşı/ 01.01.2012