13 Kasım 2008 Perşembe

YÜREĞİN ANLAMASA BİLE

Yüreğin Anlamasa Bile

Sus, sus
Söyleme bana,
“neden bakıyorsun gözlerime” diye
Ben gözlerinde hissettim varlığımı
Gözlerinde gördüm kendimi
Ve dünyayı
Yaşadım bin yıl
Hep yaşayacağımda
Umarsızca, arsızca
Ama, sessizce
Hep hissedeceğim yüreğimde, yüreğini
Aşkı yaşayacağım o güzel gözlerinde
Ki yaşatacağım umutlarımı
Taşıyacağım yarınlara
Aşk kokulu bakışlara

Köşe başları olacak durağım
Köhne bir Duvara dayayıp sırtımı
Geçişini bekleyeceğim
Gözlerimi mıh gibi çakacağım yollarına
İnadına.

Meraklılara
Aldırmayacağım
Haykıracağım
Bana bakan bakışlara
Sevdamı bekliyorum diye

Kibrit ateşinde ısıtacağım ellerimi
Üşümesin diye
Bir nefes daha çekeceğim,sigaramdan
Heyecanım dinsin diye
Hep peşinde olacağım
Ne kadar uzak dursan bile
Seni sevdiğimi gözlerin, gözlerin anlayacak
Yüreğin anlamasa bile.

GÖLBAŞI/16.09.2008
Mehmet GİRİŞİT

MUTLULUK SENİN OLSUN

Mutluluk Senin Olsun

Giymişsin akları, gelin mi olacaksın
Seni böyle görenler kıskanmasın
İki damla yaş, yanağında kansın
Mutluluk seninle, senin olsun

Pak eylemiş kınalar, ellerini
Olmuşsun şimdi bir yiğidin gelini
Sevda rüzgarına kaptırmışsın kendini
Aç yelkenlerini, mutluluk senin olsun

Sırma saçlarını süslemiş, yazma
Gösterme tenini, gelirsin nazara
Beslemişsin koynunda gülden gonca
Gülüşün baki, mutluluk senin olsun

Güzelliğin kopardı benden beni
Meyhane köşelerinde oldum serseri
Katil olursam bil ki sensin sebebi
Kederler benim, mutluluk senin olsun

Ela göze sürmüşsün pembe boya
Yüksek ökçe yakışır mı bu boya
Yüreğim sarar seni boydan boya
Ölüm benim, mutluluk senin olsun

Gölbaşı/ 01.09.2008
Mehmet Girişit

BAYRAMIN OLSUN

Bayramın Olsun

Hüzün dolu bir aşktı bizimkisi
Oda bitti artık, bayramın olsun
Senin için atan bir kalbim vardı
Oda hasta şimdi, bayramın olsun

Yaş nedir bilmezdi benim gözlerim
Sevgiyi unuttu şimdi sözlerim
Her gün sana koşup gelen dizlerim
Artık tutmaz oldu, bayramın olsun

Gece gibi karanlıktı saçlarım
Çatık oldu bak sayende kaşlarım
Bülbül gibi şakıyan dudaklarım
Oda sustu artık, bayramın olsun

Kara gözlerim korkuyu bilmezdi
Bileğimi kimseler bükemezdi
Sevenlerim hiç mi hiç tükenmezdi
Onlarda öldü, gör bayramın olsun

GÖLBAŞI- 15.09.2008
Mehmet GİRİŞİT


7 Kasım 2008 Cuma

KARAMSARLAR İÇİNDE







KARAMSARLAR İÇİNDE

O gözlerindeki donan buzlar
Girsin kapımdan, hicran içinde
Erisin doğan güneş, gönül bahçeme
Girsin içime dikenler içinde

Arı olup konsan özüme
Bal yapan petekler içinde
Kıskanırım gözümden gözüme
Gönlüme akan bakışlar içinde

Gözlerin tenin üzüm karası
Uzaksın akreple yelkovan arası
Ayrılık zamanlarda gönül yarası
İsyan eder karanlıklar içinde

Benzer benim hayatım mecnuna
Ayakta ölen ağaçlar gibi, mesela
Gökyüzünden inip uzansam toprağa
Girsem koynuna kefenler içinde

26.08.2008
Mehmet Girişit

22 Eylül 2008 Pazartesi

Mehmet Girişit mp3 şiir albümü buradan İndirebiliirsiniz





İŞTE SİZE LİNKLER :
http://rapidshare.com/files/218408418/MEHMET_G__304_R__304___350___304_T-2008-____350_iirler_.rar




Mehmet Girişit mp3 şiir albümü buradan İndirebiliirsiniz
sevgili konuklarım çıkartmış olduğum şiir albümümü buradan indirebilirsiniz
bu albümü sizin paylaşımınıza sunuyorum indirin dinleyin ve yorumunuzu buraya yazın
selam ve sevgilerimle
Mehmet GİRİŞİT

13 Eylül 2008 Cumartesi

BARAN (sevgili yaramaz oğluma, Baranıma)








BARAN (sevgili yaramaz oğluma, Baranıma)



0
Bir kazaydı dünyaya gelişin
Kontrolsüzce eteğimden düşüşün
1
Şermi’sin belamı sın
Milli piyangodan mı çıktın
Nedir senden çektiğimiz
Başımıza belamı sın
2-
Hiç beklemiyorduk seni
Önceleri korktuk
“Ne olacak bunun sonu”
Sonra sevinçlerimiz kapladı
Güneşin ilk ışıklarıyla dünyayı

Allah verdi, bastık bağrımıza
Kılına zarar gelirse yakarız dünyayı da.
Ayaklanmayla,
Başladı işkenceler
Her gün biri gelir, çoğalır şikayetler

Kayıplar çoğalır dı
Evden
Suçlu aramaya gerek te yoktu zaten
Allah ım ben sana ne yaptım
Bu agresiflik kimin suçu
Nedir bu başıma gelen
Hasta değildim o zaman
ama
Su’mu kaçmış tohumlarıma bilemem
Sen akıl ihsan eyle Ya-Rab ; bu bebeğime tez elden
Yoksa kaçıracak aklımı
Gideceğim bu köyden

Şirinlikte yok üstüne
Şapır şupur tükürük doldurur yüzüme
Hele bir de suçlu oldu mu
Kaçacak delik arar
Saklambaç oynarız köşelerde

Sabrımı artırsın Mevlam

3-
Ah evladım
Her şeyinle tatlısın
Yaşamda atar kanımsın
Gülücükler eksik olmasın yüreğinde
Yılanlar akrepler girmesin beynine
Şeytanlar çıkmasın yoluna
Ömrün uzun
Bahtın açık olsun
Sevgi çiçeğin hiç eksik olmasın bahçende

Seni seviyoruz , herşeyinle

Gölbaşı /06.09.2008
Mehmet GİRİŞİT

3 Eylül 2008 Çarşamba

DENİZLİ BEKİLLİ ŞARAP' A CAN VEREN İLÇE
















BEKİLLİ’NİN ARDINDAN

8. Bekilli üzüm , şarap ve sanat festivali
Ben halkoyunları yaşantımda defalarca yarışmalara ve festivallere katılmıştım ama bir şair olarak ilk defa 2007 yılında tanıştığım İzmirli bir şair tarafından (Sezer Nişancı ) bu siteye( www. Lavaraci.com) üye oldum . bu sitede güzel dostluklar ve tatlı çekişmeler içinde yazdığımız şiirleri paylaştık. Daha sonra bu sitenin açmış olduğu şiir yarışmasına katıldım. Ama ne hikmet gidemedim. Gideceğim yer uzak ve masraflıydı. Oradaki yetkililer bunun bilinci içinde olsa gerek bana yarışmada şiirimin de içinde olduğu bir kitap ve onur belgesi gönderdiler. Bu benim için bir onurdu ne olursa olsun bir daha ki seneye bu festivale katılmalıydım orada kendimi ve güneydoğulu insanları anlatmalı ve tanıtmalıydım.
Bu amaç için de Sdütyo efsanenin sahibi Hasan ÖZDEMİR Abimle birlikte bir albüm yapmaya karar verdik çünkü önce kendi insanlarıma kendimi anlatmalıydım. Ve bir şiir albümü yaptık şiir albümünde ben 1 yıl boyunca emek verdiğim şiirleri kendi sesimle okudum bana sesiyle ve enstrümanlarıyla eşlik etmek üzere sanatçı dostlarım Erdal DOĞAN, Erol ALPARSLAN ve Feyzullah AKÇA ile birlikte amatörce bir şiir albümü yaptık ve beklediğimizden çok fazla ilgi gördü yaptığımız şiir albümü. Bunu geliriyle ben Denizlinin Bekilli ilçesine festivale gittim.
Bekilli de öyle güzel insanlarla ve öyle ünlü insanlarla tanıştım ki benim için bir dönüm noktası oldu bu festival. Şiire emek verenlerin şiirlerinin nasıl şarap’ a aktığını gördüm bu benim için kabuğumu kırmak adına çok güzel bir olaydı. Bekilli de 3 gün ve 3 gece şair ve şiirin ustalarıyla şarabın su gibi aktığı pınarlardan kana kana içtik. Ben Güneydoğulu ve doğulu tek şairdim. Şiirlerimle kendimi ve memleketimi en iyi şekilde temsil ettiğime inanıyorum. Orada ünlü isimlerde vardı bunlar Cezmi ERSÖZ, Nevzat ÇELİK, Yılmaz ODABAŞI, Lale MÜLDÜR, Baykal KENT ve daha niceleri olmak üzere tam 250 kişi şair, yazar, ressam, Heykeltıraş, oyuncu olmak üzere çok güzel bir ortamdı orada o insanlarla birlikte olmaktan ben çok mutlu oldum. Allah nasip ederse tekrar gitmek için şimdiden hazırlıklara başladım desem yeridir. Bu manada kendimi orada bir nebze daha aştığıma ve çıkarttığım albümle o insanların takdirine layık görüldüğümü tüm hemşerilerime buradan söylemekten gurur duyuyorum.
Bana festivale gitmek için ekonomik anlamda ve manevi olarak Albümümden alan ve destek veren tüm Gölbaşı’lı dostlarıma teşekkürü bir borç bilirim
Ben Bekilli ye giderken yazmış olduğum ve yarışmaya katıldığım şiirimi de burada sizinle paylaşmak isterim. Dostluklar asla bitmez paylaştıkça çoğalır. 02.08.2008
Selam ve sevgilerimle
Mehmet GİRİŞİT




ŞARABA AKAN ŞİİR


Üzümün kınalı ellerde dillenişini
Şaraba şehvet veren şerbetini
Gönüllerde ateş gibi aşka gelişini
Şarabın şiire aktığını görmeye geldim.

Meşhurmuş Üzümün, Şarabın dünyada
Durdukça mahzenlerde biçilmezmiş paha
İçmesini bilene şifaymış azda olsa
Şiiri şaraba banmaya geldim.

Toplamış cümle alem şairleri ocağına
Her usta bir şiir sunmuş şarabına
Kadehe can veren üzüm bağlarına
Her tiyekten bir tat almaya geldim.

Dizilmiş tezgaha kadeh kadeh emekler
Her şişe kim bilir ne sırlar gizler
Gönlüm tek tek hepsini dinlemek ister
Şaraba can veren yürekleri öpmeye geldim.

Baldan tatlı üzümü toplayan elleri
Tatlı dilleri ile meze olan sözleri
Güler yüzlü misafirperver sizleri
Adıyaman dan Bekilli yi görmeye geldim.

UŞAK/Karahallı-DENİZLİ/Bekilli Arasında
Bizi bağrına basan sıcak kanlı insanlara....
21.08.2008
Mehmet GİRİŞİT






ÜZÜMÜN GÖZ YAŞLARI
Koparmışlar dalından,
Özenle ayırmışlar tane tane salkımından.
Şafağın kızıllığında,
Uzun bir yolculuk başlar sana
Acı gelir ayrılmak bağından
Biliyorum , ağlamanın tam sırası ama
Ne olur Sus, sus şimdi ağlama
Ağlatma beni de
İçime akma

Bir damla ki;
Su gibi, kan gibi,
Akar karışır emek ile, iş ile
Sirke olur, pekmez olur, pestil olur,
Şarap olur kınalı ellerde
Yudum yudum akar bir kadehe
Aşk olur, sevda olur
Akar, akar gönlüme
Ve birde içime

İçince;
Ne gam kalır, ne keder
Boşalır söz ile, cilve ile, naz ile
Muhabbet ile gelir aşka,
Şarkı olur dinlenir
Türkü olur söylenir
Bazen mutluluk,
Bazen de hüzün göz yaşı ile
Yoldaş olur, dost olur yalnız gecelere
Akar, akar yine içime

Ortaktır kaderimiz
Dertlerimiz, demimiz,
Birdir bizim sevgimiz
Senin göz yaşların akar şaraba
Benimkiler ise,
Akar seninle aşka
Gölbaşı-09.07.2008
Mehmet GİRİŞİT

13 Ağustos 2008 Çarşamba

ONLAR

Onlar
Tebessüm ederek
Kafaları dik
Selvi gibi sallanarak
Ağır ağır
Uzadıkça uzar halayları
Başları göklere çıkardı

Onlar
Mağrur ve gururlu insanlar
Kibar ve hoşgörüyü
Prensip etmişler kendilerine
Eğilmez başları
Göğüsleri kabarık
Şanlıydı adları
Halaylara dizilirlerdi
Elleri birbirine bağlı

Onlar
Gözetirler fakiri fukarayı
Bir rica emir sayılır
Duyunca kulakları
Hep yardıma koşarlar
Ne zaman olursa olsun
Cenazelere önce onlar varırlar
Acıyı paylaşırlar
Bayramları coşkuyla karşılarlar
Düğünlerde mutluluğu paylaşırlar
Yoktur onların bir eşi benzeri
Çünkü onlar
Onlar
İnsana insan gibi yaklaşırlar
Halka hizmeti hakka ibadet sayarlar
Onlar bizden
Onlar içimizden
Onlar yüreğimizden
Onlar Adam gibi adam Olanlardan

GÖLBAŞI-07.08.2008
MEHMET GİRİŞİT

31 Temmuz 2008 Perşembe

KARA YAZILI MAVİ





KARA YAZILI MAVİ

Derin maviydi gözleri
Başına bela olmuştu güzelliği
Yazan kötü yazmıştı kaderini
Bir gece kondu olmuştu evleri
Kirasını vermek için çalışırdı geceleri

Kucağında bebesi
Kundağında ciğer tanesi
Geceden sabahlara
Ekmek parasına
Meze olurdu sarhoş sofralarına
Anası da yanında
Çalışırdı geceden sabahlara

Dikenler batardı sırtına
Ağlamasın diye
Memesini verirdi yavrusuna
Avuturdu çıplak koynunda
Mavi gözleri ağlardı sabahlara
Anası da olurdu yanında

Hep mavi baktı hayata
Hayat bir defa gülmedi ona
Kara gecelerde, karanlık sokaklarda
Bebesi kucağında
Anası yanında
Bekledi; şimdi kim alacak beni acaba arabasına
Mecburdu, mama bekleyen yavrusu vardı kundağında
Mecburdu, anasıyla beraber
Geceden sabaha çalışmaya

Hiç gülmez, hep ağlardı mavi gözleri
O gözler değilmiydi
Kötü yazan kaderini
O gözler değilmiydi
Ağlatan yüreğini
O gözler değilmiydi
Kucağındakinin sebebi
O gözler olacak
Korkarım,
O gözler olacak
Bir gün ölüm nedeni

Gölbaşı/30.07.2008
Mehmet GİRİŞİT

4 Temmuz 2008 Cuma

DENİZDEN GELEN MEKTUP




DENİZDEN GELEN MEKTUP

Yasaklarla örülmüş,
Yasalarla bezenmiş,
Düşüncenin suç olduğu
Özgürlüğün kısıtlandığı
Bir Ülkenin
Başı belada yağız çocuklarıydık.
Kaçak olmuştuk vatanımızda.
Oturamaz olmuştuk yuvamızda.
Dağlar olmuştu mekanımız.
Damlar olmuştu durağımız.
Yazdığımız, çizdiğimiz suç olmuştu,
Vatanımızda.

Yastık diye taşlara koymuştuk başımızı,
Döşek diye dayamıştık toprağa sırtımızı,
Mekanımız olmuştu dağlar.
Kaçak sayılır olmuştuk,
Hırsız olmuştuk,
Suç sayılmıştı konuşmamız,
Esaret sebebiydi,
Vatana olan sevdamız.
Zincir vurulmuştu aydınlık düşünen duygulara,
Ferman çıkmıştı adımıza,
Çıkamaz olmuştuk meydanlara,
Mahkum olmuştuk,
Kendi vatanımızda .

Toprağa serpilmiş birer fidandık,
Anamızın, babamızın ocağında.
Küllenmiş bir ateşin,
Yeniden alevlenen közüydük.
Söndürüldük,
Koparıldık,
Dağıtıldık,
Her birimiz bir pınar başında
Su içerken vurulduk.
Helete yolunda,
İnekli yaylasında,
Kimimiz kurşunla,
Kimimiz yağlı ilmikle susturulduk.
Ama;
Kimliğimize hükmedenler
Söz geçiremediler benliğimize,
Seve seve kucakladık ölümü,
Feda ettik yaşanmamış ömrümüzü,
Yaşanacak yarınlara
ve
Unutturamayacaklar bizleri,
Aydınlık bakışlı çocuklara.
GÖLBAŞI/04.07.2008
Mehmet GİRİŞİT

AY ŞAHİT

AY ŞAHİT

Gün batar
Başlar yalnızlıklar
Bir şişe şarap
Bir kadeh eşlik eder yalnızlığıma
Ve şahittir; Gökte Ay

Sana yazdıklarımı
Bir ben bilirim,
Birde kadeh.
Seni düşünürken
Kağıda eşlik eden kalemime,
Şahitlik eder gökte Ay

Kaç defa avuç açtım.
Avazım çıktığı kadar haykırdım,
Göklere,
Seni seviyorum dediğimi duyan
Bir kadeh şaraptan başka
Bir de Ay şahitlik ederdi bana

29.06.2008/ GÖLBAŞI
Mehmet GİRİŞİT

16 Haziran 2008 Pazartesi

26 Mayıs 2008 Pazartesi

25 Mart 2008 Salı

SEVDAM GÖLBAŞI

SEVDAM GÖLBAŞI

Ozanlar atışır yeşil otağında,
Şairler yarışır su yatağında,
Şenlikler yapılır meydanlarında,
Şairlere ilhamsın canım Gölbaşım.

Yolcuların durağı oldun, her an,
Göçebeler konağısın her zaman,
Yemekler yapılır kazan kazan,
Kavşaklarda hansın Gölbaşım.

Buram buram olur yağlı bazlaman,
Doyum olmaz tadına yayık ayran,
Cihan-ı aleme açık olan sofran,
Dosttan Öte dostsun Gölbaşım.

Yarım asırlık bir geçmişinle,
Şanına şan katmışsın gelişiminle,
Toy bir delikanlısın yerinle,
Ellinde bile kıymetlisin Gölbaşım.

Salkım salkım olur üzümün,
Bastık olur, pekmez olur, emeğin,
Fıstığın, halın, kilimin, cicimin,
Nakış nakış çiçeksin Gölbaşım.

Kıvrıla kıvrıla akar Göksu çayın,
Yeşille maviye karışmış yapın,
Türkü olup söylenmiş adın,
Gönlümün nurusun Gölbaşım

Bir gölümüz var ki, masmavi,
Denizleri bile kıskandıran, asi.
Balığı, kuşları cennet diyarı,
Aleme örneksin sevdam Gölbaşım.

Gurbet kuşların göç göç gelirler,
Her evinde bayram ederler.
Neşe huzur özlem giderirler,
Gurbetçine özlemsin Gölbaşım.

Ayrı güzeldir her mevsimin,
Yazın başka doğar güneşin,
Zor terk eder buraya gelenin,
Gönüllerde bir tutkusun Gölbaşım.

25.03.2008/GÖLBAŞI
Mehmet GİRİŞİT
Gölbaşı Es.San.Odası Başkanlığı

11 Şubat 2008 Pazartesi

USANDIM KIZ BU NAZINDAN

USANDIM KIZ BU NAZINDAN

Al kırmızı yanaktan
Dökülür kiraz dudaktan
Eğil bir yol öpeyim
Usandım kız bu nazından.

Evleri var çift katlı
Anası babasından hoyratlı
Aga abisi olmuş kıratlı
Usandım kız bu nazından.

Soğuk akar köyün suları
Çift olukludur pınarları
Ekşi olur içilmez ayranları
Usandım kız bu nazından

Tarla yolunda, elinde çapa
Eli işte, gözü hep oynaşta
Cilvesi çıkardı beni başta
Usandım kız bu nazından

Çeyiz işler, gülden oyalı
Ela göze sürmüş mor boyalı
Bir de inat ki, eli sopalı
Usandım kız bu nazından.

Köye gelmiş yeni bir imam
Nikahımızı kıysın bu bayram
Gayri hasretine dayanamam
Usandım artık bu nazından
Gölbaşı/ 11.02.2008
Mehmet GİRİŞİT

4 Şubat 2008 Pazartesi

KARA SEVDA









KARA SEVDA

Kara topraklara gömsen de bedenimi,
Kocaman taşlara yazdırsan da ismimi,
Ateşlere atıp yaksan da resmimi
Ölümüne sevdalıyım, vazgeçmem senden.

Prangalara vurdursan da bedenimi,
Kara zindanlarda çürütsen de beni,
Hakim olup kırsan da kalemi,
Ölümüne sevdalıyım, vazgeçmem senden.

Dilenci misali gelsem her gün kapına,
Sürünsem biçare karanlık sokaklarda,
Hekim olup, derman olmasan da yarama,
Ölümüne sevdalıyım, Vazgeçmem senden.

Köşe bucak benden hep kaçsan da,
Kapıları suratıma her zaman çarpsan da,
Telefonu yüzüme açıp-kapatsan da,
Ölümüne sevdalıyım, vazgeçmem senden.

Başıma karlar yağdırsan da,
Derdinden vereme yakalansam da,
Bir deri, bir kemik kalsam da,
Ölümüne sevdalıyım, vazgeçmem senden.

Mehmet derki; bunun adı kara sevda.
Kurtuluşu yok, yakalanmışım bir defa,
Ya nikah masasın da biter, yada mezarda.
Ölümüne sevdalıyım, vazgeçmem senden.

Gölbaşı/04.02.2008
Mehmet GİRİŞİT

28 Ocak 2008 Pazartesi

BANA SOR

BANA SOR

Çok derin bir ızdırap dır,
Sevenlere ayrılık.
Terk edilişin, derin yarasıdır,
Yüreklerde kanayan.
Geceleri bir boşluktur.

Yatağımda yalnız uyanırken,
Sevdan uykulu düş gibi gelir.
Sensiz sabahları karşılarken.
Aynaya her bakışımda,
Seni görür gözlerim.

Gözlerimin içine bakarken,
Ağır bir yüktür bu,
Sevgiliden ayrı sevda çekerken.

Son trendi seni benden koparan,
Sana el sallarken perondan
Dur gitme demek isterdim,
Söz dinletebilseydim, sol yanımdakine.
Gitmen mi zor, kalman mı zor,
Gel birde bana sor.
Sor ama,
Sensizlik gerçekten zor.

Izdırap veriyor sensiz geceler,
Kadehler bile ağlıyor, sensizliğe.
Artık tat vermiyor,
Aşk kokan kızıl şarap,
Özlemini çeken bu gönül,
Olmuş şimdi harap.

28.01.2008 / GÖLBAŞI
Mehmet GİRİŞİT

22 Ocak 2008 Salı

İHANETİNİN BEDELİ

İHANETİNİN BEDELİ

Yok olan bir sevdanın,
Kayıp olan tarafıyım ben.
İhanete uğrayan sevgilerin
Mahkumuyum ben.

Ne gariptir ki
Zaaflarım vardı sana,
Candan öte candın,
Seninle bağlanmıştım hayata.
Meleğim demiştim hep sana
Saçının telini değişmezdim cihana
Sensiz yaşam haramdı bana.

İhanetlerin geldikçe aklıma,
Kan kokuyor,
Kan kokuyor burnuma.

Açıldı bak, açıldı gözlerim
Hiçbir şey affettiremez;
Gözlerime bakarak, başkasını sevdiğin.
Aklında başkası,dilinde bana olan sözlerin
Lanet olsun bu yüreğe
Lanet olsun sana gönül verene.

Şimdi melek olma sırası bende
Kork artık kork karanlıklarda,
Yalnız değilsin artık
Bu günah sofrasında.
Seni benden çok isteyen,
Azrail var yanında.
Ödeyecek ihanetlerinin bedelini
Çok yakında bendeki seni
Teslim edecek sana.

21.01.2008 / Gölbaşı
Mehmet Girişit

16 Ocak 2008 Çarşamba

Gölbaşı....Manzaraları...

GÖLBAŞINDA GÜNEŞ BATIŞI PEYNİK YOLUNDAN BİR GÖRÜNTÜ



GÖLBAŞINDA ATATÜRK BULVARINDAN BİR GÖRÜNTÜ

15 Ocak 2008 Salı

DÜŞMANIZ KENDİMİZE

DÜŞMANIZ KENDİMİZE

Bu savaşlar niçin yapılmakta..
Bu kinler kim için çoğaltılmakta..
Nedir bölüşemediğimiz gözümüz kavgada
Kardeş değilmiyiz Alem-i Dergahta.

Fitne fesat çoğalmış aramızda
Kardeşi kardeşe düşman eden çağımızda
Tarla takım mı kalmış dağımızda
Üzüm veren tiyekler bozulmuş bağımızda.

Para hırsı bürümüş benliğimizi
Aç kurtlar kemirmiş beynimizi
Faizciler somurmuş kanımızı, iliğimizi
Haram karışır olmuş her lokmamıza.

Baskılara eyvallah etmişiz yıllarca
Ekmek hatırına boyun eğmişiz gavura
Körpe kızları gelin etmişiz dolar hatırına
Yinede akıllanmadan gelmişiz aynı oyuna

Delinmiş tavan, başımıza yağmur yağmakta
Altımızdaki çulu, fareler aşırtmakta
Yediğimiz içtiğimiz deftere yazılmakta
Tedirgin oturur olmuşuz damımızda

Mehmet derki bunun sonu nereye?
Alışmış millet bedavaya, alın terlememekte
Ne savaşlar biter, ne kavgalar bu gidişle
En büyük düşman biziz, kendimize

Gölbaşı/14.01.2008
Mehmet GİRİŞİT


8 Ocak 2008 Salı

DURMA.....! GİT






DURMA …..! GİT


İşte gidiyorsun
Kurtuluyorsun benden,Sevdamdan
Ve aşkımıza şahit bu kasabadan.
Git ….! Durma git.
Ağlarsam ardın sıra,
Adını anarsam bir daha,
Namert olayım dur dersem sana.
Git hadi, git yoluna.

Gittin diye kızmıyorum, bak sana
Sen vermişsin kararını ,
Ne desem boşuna.
Çizmişsin artık yolunu
Git hadi, git yoluna.

Ne hayal kaldı ne rüya
Yok oldu,
Seninle beraber dünyamda.
Kala kaldım bir başıma ortada
Unut artık adımı, anma bir daha
Yolun açık olsun, güzelim
Git artık git yoluna.

Ayrılık tuttu elimden
İlk kez yalnız kalıyorum sensizlikten
Güneşimdin benim,
İçimi ısıtan.
Ay ışığımdın benim,
Yolumu aydınlatan.
Bak bir mum yakıyorum, karanlıklara
Sensizliğimin ilk akşamında
Alışamam sanma, sensiz kalışıma
Var git, git artık yoluna.

Gidişin, ölümüm olur, sanma sakın
Daha çok bağlanırım hayata,
Yolun düşerse bir gün bu tarafa,
Dimdik duruşum karşılar, seni ayakta.
Merak etme beni,
Git artık git yoluna.

Yas tutacağımı sanma, yanılırsın.
Göz yaşlarım sana mı? akar sanırsın.
Mutluğu belki başkasında bulursun
Açık olsun yolun, elveda sana
Durma git, git artık yoluna

Gölbaşı/ 08.01.2008
Mehmet GİRİŞİT